Obsess
Duyuru
Bazı Html Kodları Çalışmıyor olabilir.Zamanla denetliyoruz...

Önemli Bilgiler

       ÖĞRENCİLERE ÖNEMLİ BİLGİLER

     

       

 

                                  PETROL

         Çağımızın Enerjisi Petroldür

Petrol enerjidir. Otomobilleri, kamyonları, gemileri, trenleri ve uçakları çalıştıran evimiz ve aşımız için bir ısıdır. Buhar ve elektrik üretebilen bir güç kaynağıdır. Endüstrinin çarklarını sağlayan yine petrol ve grestir. Oto lastiği, balık ağı, ip, mucize kumaşlar, halılar, deterjanlar, yapıştırıcılar, boyalar ve plastiklerden oluşan yüzlerce ürünün temel yapım maddesi olan ve petrokimya maddeleri de denilen kimyasal maddeler de petrolden yapılır. Sokaklarımızı asfaltlamak, çiftliklerimizi gübrelemek için yine petrolü
kullanırız.




              

          

      ATATÜRKÜN BİLİM VE TEKNOLOJİYE VERDİĞİ ÖNEM

Atatürk'ün bilim ve teknolojiye verdiği önemi onun kişilik özelliklerine bakarak anlayabiliriz. O birçok savaşı kazanmış bir komutan ama ötesinde, bütün dünyayı etkilemiş bir lider, başarılı bir devlet adamı ve bir devrimci. Ülkesinin, toplumsal, politik, ekonomik ve hukuki yapısını kökten değiştirmiş bir devrimci. Böyle bir insanda var olan en temel özelliklerden biri de akla, bilime ve teknolojiye inanmasıdır. Bilimin olmadığı yerde karanlıklar başlar, karanlıkların olduğu yerde de özgürlükler biter. Aydınlıklar eğitimle, bilim ve teknolojiyle sağlanır ki, Atatürk, ülkemizdeki karanlıkları yok edip "Aydınlığa Doğru" çağrısını veren ulusumuzun önderinin yarattığı esere baktığınızda bu öğelerin tamamını bulabiliyoruz. Bu da onun bu konulara verdiği önemin en açık göstergesidir.

1. ATATÜRK' ÜN BİLİM VE TEKNOLOJİYE ÖNEM VERMESİ

Atatürk'ün temel inanışlarından ve onun düşünce sistemi olan Atatürkçülüğün unsurlarından biride ; ilmin ve aklın rehberliği altında sürekli çağdaşlaşmadır. Başka bir terim ile ; her çağın ilim ve teknolojisinin rehberliği ve getirdiği yeniliklerin ışığı altında toplumun çağdaşlaşma - modernleşmeyi sürdürmesidir.

Atatürk bilim ve teknolojinin önemini "Dünyada her şey için , medeniyet için, hayat için , başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir,fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, doğru yoldan sapmaktır" sözleri ile vurgulanmıştır.

Türk milletini geri bırakan sebep; Cumhuriyet devrine kadar gerçek anlamda bilim ve teknolojiyi izleye bir dönemin yaşanmamış olmasıdır. Bu nedenle Türk Milletinin medeni , çağdaş ve müreffeh millet olarak varlığını yükseltmek dinamik idealini kendisine gösteren Atatürk ; bu ideale ulaşmakta , bilim ve teknolojinin önemini belirtmiş "Bu millete gideceği yolu gösterirken ,dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından,ilerlemelerinden istifade edelim" demiştir.

Atatürkçülük'te ; akılcılığın temeli olan bilim ve teknoloji her alanda esas alınmalıdır. Zira Atatürkçülük ,ilerlemenin temeli olan çağdaş bilim ve teknik esaslarının, her alanda rehber kabul edilmesini gerektirir. Bilim ve teknolojide ileri olmak , her türlü mücadelede başarılı olmanın başlıca koşuludur. Bu amaçla bütün faaliyetler bilim ve teknoloji temeline oturtulmalı, bilim ve teknolojinin hudutları daima genişletilmelidir.

Atatürk büyük Nutkunda Türkiye Cumhuriyeti 'nin kurulmasında temel prensip olarak bilim ve tekniğin esas alındığını dile getirmiş ve ayrıca "Milletimizin siyasi,sosyal hayatında ,milletimizin fikri terbiyesinde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır" demek sureti ile bilim ve teknolojinin kullanılacağı diğer alanları da göstermiştir.

Medeni dünya hızla değişmekte ve gelişmektedir. Bu değişiklik ve gelişmelere uymak gerekir. Uygarlık yolunda başarının gelişme ile mümkün olduğunu kabul eden Atatürk ; "Hayat ve geçime egemen olan kuralların zaman ile değişme , gelişme ve yenilenmesi zorunludur. Medeniyetin buluşlarının , tekniğin harikalarının dünyayı değişiklikten değişikliğe uğrattığı bir devirde asırlık köhne zihniyetlerle , geçmişe bağlılık ile varlığın korunması mümkün değildir" demiştir.

Atatürk'e göre , cehalet ve taassuptan uzak , ilme ve akılcılığa dayanan uygarlık yolu , toplumlar için zorunlu bir yoldur. Çünkü "Medeniyet öyle kuvvetli bir ateştir ki, ona ilgisiz kalanları yakar ,yok eder . Uygar olmayan insanlar ve toplumlar daima uygar olanların ayakları altında kalmaya mahkum olacaklardır". Oysa Atatürk, Türk Milletinin, karakter, çalışkanlık , zeka , milli birlik özelliklerinin yanısıra ilerleme ve medeniyet yolunda , yürümekte olduğunu elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilim olduğu için , Türk Milletinin bu uygarlık yarışını kazanacağına inanmaktadır.

2. ATATÜRK' ÜN BİLGİ , BİLİM VE FEN İLE İLGİLİ SÖZLERİ

Dünyada her şey için ,yaşam için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlık , bilgisizlik ,doğru yoldan çıkmışlıktır . Yalnız bilimin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki evrelerinin gelişimini anlamak ve ilerlemelerini izlemek koşuldur. Bin, iki bin , binlerce yıl önceki bilim ve fen dilinin çizdiği genel kuralları , şu kadar bin yıl önce bugün aynı biçimde uygulamaya kalkışmak , elbette bilim ve fennin içinde bulunmak değildir. (1924)

Ülkemizin en bayındır, en latif , en güzel yerlerini üç buçuk yıl kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı yenen zaferin sırrı nerededir bilir misiniz ? Orduların yönetiminde , bilim ve fen ilkelerini kılavuz edinmektir. Ulusumuzu yetiştirmek için temel olan okullarımızın, yüksek okullarımızın kurulmasında aynı yolu izleyeceğiz.

Evet; ulusumuzun siyasal , toplumsal yaşamında ulusumuzun düşünce bakımından eğitiminde de kılavuzumuz bilim ve fen olacaktır. (1922)

Ülkemiz içinde uygar düşüncelerin , çağdaş ilerlemelerin bir an yitirmeksizin yayılması ve gelişmesi gerektir. Bunun için bütün bilim ve fen adamlarının bu konuda çalışmayı bir namus borcu bilmesi gerekir.

Öğretmenlerimiz , ozanlarımız , edebiyatçılarımız ulusa bu felaket günlerini ve onun gerçek nedenlerini açık ve kesin olarak yazıp söyleyecekler, bu kara günlerin dönmemesi için dünya yüzünde uygar ve çağdaş bir Türkiye';nin varlığını tanımak istemeyenlere , onu tanımak zorunda olduğumuzu anımsatacaktır. (1922 )

Gözlerimizi kapayıp , yalnız yaşadığımızı varsayamayız. Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız. Tersine gelişmiş ,uygarlaşmış bir ulus olarak uygarlık alanının üzerinde yaşayacağız : bu yaşam ancak bilim ve fenle olur. bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız . Bilim ve fen için bağ ve koşul yoktur . (1922 )

 



               

Dünya’nın Oluşumu

Dünya, Güneş Sistemi oluştuğunda kızgın bir gaz kütlesi halindeydi. Zamanla ekseni çevresindeki dönüşünün etkisiyle, dıştan içe doğru soğumuş, böylece iç içe geçmiş farklı sıcaklıktaki katmanlar oluşmuştur. Günümüzde iç kısımlarda yüksek sıcaklık korunmaktadır. Dünya’nın oluşumundan bugüne kadar geçen zaman ve Dünya’nın yapısı jeolojik zamanlar yardımıyla belirlenir.

 




              


                       

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol